Faaliyet alanı mübah olmakla birlikte bazen mahzurlu faaliyetler yapan şirketlerin pay senetleri üzerinde işlem yapmanın hükmünün gerekçeleri nelerdir?
21.05.2023
Müslüman hayatının her safhasında İslam ilkelerine uygun hareket etmeli ve bu ilkelere aykırı tutum ve davranışlardan sakınmalıdır. Bununla birlikte birtakım özel hallere ait ruhsat niteliğinde istisnai hükümler de vardır. Nitekim Mecelle’de “Meşakkat, teysiri celb eder” (md. 17), “Bir iş dîk oldukta müttesi’ olur”, (md. 18), “Zaruretler memnu olan şeyleri mübah kılar” (md. 21), “Zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur” (md. 22), “Hâcet umumî olsun hususî olsun zaruret menzilesine tenzil olunur” (md. 32) şeklinde ifadesini bulan külli kaidelerle de bu husus tespit edilmiştir. Diğer taraftan bir mazeret sebebiyle tanınan istisnai hükümlerin devamının o mazeretin devamına bağlı olacağı da tabiidir. Bu husus Mecelle’de “Bir özür için caiz olan şey ol özrün zevaliyle batıl olur” (md. 23), “Mâni zail oldukta memnu avdet eder” (md. 24) şeklinde maddeleştirilmiştir.

Bazı durumlarda şirketler varlıklarını devam ettirebilmek için merkez bankalarının veya konvansiyonel bankaların sunduğu faizsizlik ilkesiyle bağdaşmayan birtakım imkanlardan faydalanmak zorunda kalabilmektedir. Bu tür durumlar dikkate alınarak pay senetleri borsalarda işlem gören anonim şirketler arasından katılım bankacılığı ve finansı ilke ve standartlarına uygun hareket edenlerden oluşan ayrı bir endeks oluşturulurken birtakım istisnai hükümlere ihtiyaç duyulacağı mütalaa edilmiştir. İlke olarak bu istisnai hükümler çerçevesindeki işlemlerin asgari düzeyde tutulması ve söz konusu ilke ve standartlara aykırı olarak yapılan işlemlere müsamaha edilebilecek oranlar tespit edilirken de bilhassa “Zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur” (md. 22) kaidesinin göz önünde bulundurulması benimsenmiştir. Bahsedilen azami oranların tespitinde iktisadi-ticari hayatın gereklilikleri yanında fıkıhta yerleşmiş bazı oranlarla irtibat kurulmak istenmiştir.

Bu gerekçe ile;

a) Alınan faizli borçların şirketin toplam varlıklarının ve piyasa değerinin büyük olanının %33’ünü,

b) Faizli mevduat hesaplarında tutulan varlık ve hakların şirketin toplam varlıklarının ve piyasa değerinin büyük olanının %33’ünü,

c) Mubah olmayan alanlara ait kazanç miktarının şirketin toplam gelirinin %5’ini aşmaması hükmü benimsenmiştir.

İslam’ın şiddetle karşı çıktığı ve aynı zamanda büyük bir sömürü aracı olan faiz günümüzde ticari hayat ve ekonomik faaliyetlerle ilgili birçok mevzuatın içinde yer almakta, ayrıca şirketler için zaman zaman kaçınılması zor bir araç haline gelmektedir. Kimi zaman da mevzuat gereği olmasa da piyasada meydana gelen ciddi dalgalanmalar üzerine şirketler ayakta kalabilmek için kısa süreliğine bu araçtan faydalanma zorunluluğu ile karşılaşabilmektedirler. Bu gibi durumlar ve Müslümanların dünya ticaret hayatının içinde kalmalarındaki maslahat dikkate alınarak yukarıdaki oranlara müsamaha edilebileceği düşünülmüştür.
Helal Finans Mobil Uygulaması
Play Store'da Edinin*
placeholder
* Şu an sadece Android sürümü mevcuttur.
placeholder
placeholder