Hisse senedi alım satımını prensip olarak caiz gören alimlerin görüşleri nelerdir?
21.05.2023
1. Şirket sermayesini belli hisselere ayırmakta ve isteyen bu hisselere sahip olmaktadır. Hisseler şirkete tabi olarak kâra ve zarara açıktır. Gerekli şer’i şartları taşıdığından bu şekilde hisse senedi satın alarak şirkete ortak olmanın cevazında şüphe yoktur.

2. Hisse senetlerinin alım-satımı kâra ve zarara ortak olmayı temsil etmesi sebebiyle kural olarak helaldir. Fakat şer’i hükmü, hisse senedini ihraç eden şirketin ticari işlemlerinin meşru olmasına bağlıdır. İslam konferansı teşkilatına bağlı İslam Fıkıh Akademisinin 1988’de Rabat’ta, 1992’de Cidde’de yaptığı toplantılarda bu şekilde bir karar alınmıştır.

3. Haram ve helal ile karışık olan bir malın çoğu helal ise onu alıp satmakta bir sakınca bulunmamaktadır. Kasani’nin bu hususta söylediği “herhangi bir malın çoğu helal ise onu alıp satmakta bir beis yoktur” ifadesi hisse senetleri için de düşünülebilir. Fakat şirketin parasını meşru olmayan alanlara yatıran ya da şirkete faizli kredi alan kimse kesin olarak mesuldür.

4. Borsanın işleyişi ile ilgili olarak pek çok olumsuzluk bulunmasına rağmen haramlığına dair kesin delil bulunmamaktadır. Bu nedenle hisse senedi alım satımına kesin olarak haram denemez. Bu olumsuzluklar nedeniyle ancak mekruh görülebilir.

5. Hisse senedinin hem ayni hem de nakdi varlığı temsil etmesine rağmen satışında ise sadece nakdi varlığın satılmasından dolayı caiz görülmemesi doğru değildir. Çünkü şirketin nakdi varlığı ayni varlığına tabidir. Hisse senedinin alım satımında ayni varlık da transfer edilmektedir.

6. Hisse senedine dayalı şirket türü klasik doktrinde mudarebe olarak bilinmektedir. Bu ortaklıkta kâra ve zarara ortak olma esası vardır ve mubah kılınmıştır.

7. Gerekli şer’i şartları taşıyan bir şirketin hisse senedini almak caizdir. Batı’nın ticaret hukukundan alınan anonim şirketlerin İslam fıkhındaki şirket türleri içinde değerlendirilmesinde bir sakınca yoktur. Dinin temel ilke ve kuralları ile çelişmediği müddetçe kamu yararına yönelik olan gelişmelerin alınmasında dini bir sakınca bulunmamaktadır.

8. Hisse senedinin bir ortaklık belgesi değil de bağımsız bir mal gibi alınıp satılmasından dolayı hisse senedi satışının caiz olmadığı görüşü doğru değildir. Muamelelerde mubahlık esastır. Kendi başına bir mal haline gelmiş de olsa hisse senedinin cevazını engelleyen güçlü bir gerekçe yoktur.

9. Borsada manipülatif müdahalelerle suni olarak fiyat oluşturulması kesinlikle caiz değildir. Manipülasyon, pek çok hadisle yasaklanmıştır. Fakat anonim şirketin ve hisse senedinin tabiatıyla ilgili olmayan manipülatif ve spekülatif hareketler hisse senedinin cevazını doğrudan etkilemez.

10. Çağdaş fıkıh alimlerinin büyük kısmı ikinci görüşe, yani hisse senedinin alım satımının kural olarak bir ortaklığı temsil etmesinden dolayı caiz olduğu görüşündedir. Muhammed Ebu Zehra, Ali el Hafif, Abdulaziz Hayyad, M.Yusuf Musa, Mahmud Şeltut, Abdulvehhab Hallaf, Abdurrahman Hasan gibi alimler de borsanın caiz olduğu görüşünü desteklemektedir. Sermaye piyasalarının belirli bir düzene kavuşturulamadığı, manipülatif müdahalelerin ve suni fiyat oluşumlarının meydana geldiği borsalar bir tür kumar görünümü alabilmektedir. Borsada bu tür hareketlerin ne derecede olduğu hisse senedi alım satımının hükmünü etkileyebilir. Fakat bu giderilmesi ve önlem alınması gereken geçici bir durumu teşkil etmekte, hisse senedi alım satımının kural olarak haram hale getirmemektedir.

11. Bir şirketin faaliyet alanı meşru olmasına rağmen işlemlerinin bir kısmında haram faaliyetler olabilir. Günümüzde pek çok şirket faizli kredi kullanmakta ya da nakit fazlasını bankaların faizli mevduat hesaplarında değerlendirmektedir. Gıda sektöründe faaliyet gösteren bir şirket, çoğu helal ürün olmasına rağmen bunların yanında alkollü içki, domuz ürünleri gibi haram olan gıda maddelerinin de üretimini yapabilmektedir. Çağdaş fukaha şirketin faaliyetlerinin tamamının ya da bir kısmının haram faaliyetleri içermesi durumunda ise bu şirketlerin çıkarttıkları hisse senetlerinin alınıp satılmasını belli şartlarda caiz görmektedirler. Burada çağdaş fukahanın çoğu, helal olmayan işlemleri üçte biri (%33) geçmemişse bu şirketlerin hisse senetlerinin alınabileceği fakat haram olan kısmın yoksullara dağıtılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu görüşte olanlar fetvalarında kaçınılmaz durum, zorluk, sıkıntıyı giderme ve ihtiyaç gibi dayanakları delil göstermişlerdir.

12. AAOIFI, Racihi Bank, Ürdün İslam Bankası fetva kurulları gibi bazı fetva kurulları bir şirketin hisse senedinin alınabilmesi için şirketin haram faaliyetlerinden elde ettiği gelirin belli bir oranı aşmaması ve faize dayalı kredilerinin veya faize dayalı varlıklarının miktarının şirketin toplam varlıkları içerisindeki payının belli bir oranı geçmemesi şartına bağlamışlardır. Abdullah el-Meni, Yusuf el-Kardavi, Ali Muhyiddin el-Karadağı ve Yusuf eş Şibli gibi fakihler de bu görüştedir. Faaliyetleri helal olmakla birlikte faaliyetlerinde haram olan işlemler bulunan şirketlere yatırım yapılabileceği fikri İslami endekslerin de çıkış noktalarından birini oluşturmaktadır.
Helal Finans Mobil Uygulaması
Play Store'da Edinin*
placeholder
* Şu an sadece Android sürümü mevcuttur.
placeholder
placeholder